Yaşadığımız yüzyılda insanlık olarak temel sorunlarımızdan biri haline gelen “Beslenme Bozuklukları” kendimizin ve sevdiklerimizin uzun ve sağlıklı bir hayat yaşamamız açısından en büyük engellerden biri oldu.
Sağlıklı yaşam için profesyonel olarak kendimizi eğitmesek bile internet ve sosyal medya üzerinden doğal ve dengeli beslenme ile kaliteli bir hayat sürebilecek bir sürü araştırmalara kulak aşinalığımız vardır.
HER YENİ GÜN BİR YENİSİ ÇIKAN LİSTELERİ NASIL TAKİP EDECEĞİZ?
Alkali yaşam, kuantum beslenme, ketojenik diyetler gibi her yerde karışımıza çıkan, bilimsel araştırmalarla her geçen gün gelişen başlıklara hemen hemen her gün rastlıyoruzdur. Biliyoruz ki hepsini takip etmek, öğrenmek, uygulamak ne yazık ki oldukça vakit alıcı bir süreç ama bütün bu beslenme şekillerinin altında yatan temel bir doğru var ki o da doğala dönüş, unuttuğunu hatırlamadır.
Sağlığımız için öze dönmemiz gereken günümüz koşullarında aslında yapmamız gereken şeyler çok da yabancı değil. Asırlardır gözümüzün önünde olan, nimetlerden ve tariflerden faydalanmanın tam da sırası değil mi?
TADINA DA KENDİSİNE DE AŞİNA OLDUĞUMUZ ENGİNARIN FAYDALARI:
Eskiden her yerde bulamasak da ülkemizde yaygın bir şekilde yetiştirilmesi sayesinde enginarı marketlerden tutun da semt pazarlarında bile rahatlıkla bulabilecek hale geldik. Her şekilde tüketilmesi lezzetli ve sağlıklı olan olağanüstü bu sebzenin yararları da tarif çeşitleri kadar çok. Yediden yetmişe her insanın ihtiyacı olan besinleri tek başına karşılayan sebzemiz, özellikle kış aylarında imdadımıza yetişen bir destekleyici rolündedir. Kışın soğuk havalarda düşen bağışıklığımızı destekleyen, vücudumuzun virüslerle savaşma gücünü arttıran enginarın her derde deva özelliği bile mutfaklarımızdan eksik etmememiz gereken bir şey olduğunun ispatı niteliğindedir.
Kalp, karaciğer, bağışıklık dostu, kalsiyum, magnezyum, çinko, C ve K vitaminlerinden tutunda saya saya bitmeyecek nimetlere sahip bir sebzeyi tadından yenmeyecek bir tarifle sizlere sunacağız.
Malzemeler:
- 6 adet taze enginar
- 1 çay bardağı zeytinyağı
- 1 demet dereotu
- Yarım demet nane
- 3 yemek kaşığı kuş üzümü
- 7 yemek kaşığı pirinç
- Yarım demet yeşil soğan
- 1 limon suyu
- 1 çay kaşığı toz şeker
- Tuz
- Karabiber
- Kuru nane
- Yenibahar
Tarifi:
Tarife başlarken enginarlarımızın yıpranan ve fazla gelen kısımlarını ayıklayalım ve tüylü kısımlarını bir kaşık yardımıyla temizleyip limonlu suda bekletelim.
Küçük küçük doğradığınız soğanları iç harcı için zeytinyağı koyduğunuz tavaya ekleyip, pembeleşinceye kadar kavurun
Soğanlarının pembeleştikten sonra güzelce yıkayıp süzdüğünüz pirinci de tencerenin içine ilave edin.
Hemen üzerine ince şekilde doğradığınız yeşillikleri, limon suyunu ve baharatları da ilave edip pirinçler yumuşayana kadar pişirin.
Enginarlarınızı yayvan bir tencereye alıp iç harcını doldurup dizin.
Tencerenizin üzerine su ilave ettikten sonra kısık ateşte enginarlarınızı ağır ağır pişirin. Servis etmeden önce üzerinde zeytinyağı gezdirin. Afiyet olsun.
