Birçok yerde okumuşsunuzdur, Kalp Cerrahisinde Minimal İnvaziv yaklaşımlar konusu nedir diye merak ediyor olabilirsiniz.
Kalp cerrahisinde minimal inivaziv nedir? merak ediyorsanız son yıllarda çeşitli ameliyatlarda duyduğunuz bu kavram da ilginizi çekecektir. Geleneksel kalp cerrahisinde bildiğiniz üzere 20 cm’lik göğüs kemiği kesileri atılır. Ancak minimal inivaziv yaklaşımlarda 15 cm’lik kesiler alınarak mikro cerrahi uygulamalar yapılır. Bu durum hem iyileşme sürecini kolaylaştırır hem de daha az komplikasyona neden olur. Dolayısıyla kalp cerrahisinde aort ve mitral kapak sorunlarının giderilmesinde tercih edilmektedir. Göğüs kemiğini kesmek yerine kaburganın aralarından girilerek kesiler açılır. Bu yüzden mini tarakomi yapılarak tercih edilebilir.
Minimal İnvasif Cerrahide Kullanılan İnsizyon Tipleri
Çeşitli insizyon tipleri kullanılarak uygulanan minimal inivaziv kalp ameliyatı koltuk altı kısmından girilerek sıklıkla tercih edilir. Bu durumda mitral kapak değişikliği, aort kapak tamiri, çift kapak tamiri, sağ koroner arter by-pass, ASD, PFO, ventriküller septal defect onarımı ve kalp içi tümörlerinin çıkarılmasında bu teknik kullanılır.
Mitral kapak, triküspid kapak, miksoma ve aort kapak cerrahileri için alt parsiyal sternotomi, üst parsiyal sternotomi mitral kapak, miksoma uygulamaları için minimal inivazif yaklaşımlar tercih edilebilir. Meme altı ve köprücük kemiği uygulamalarıyla da minimal kalp cerrahisi uygulanmaktadır. Robotik kalp cerrahisi de tek damar hastalıkları için uygundur. Atriyal fibrilasyon ablasyonu ve septal defekt kapatılması için kullanılmaktadır. Robotik kalp cerrahisi kapalı kalp cerrahisi olarak da bilinmektedir.
Hangi Hastalar İnivazif Kalp Cerrahisi İçin Uygundur?
Her hasta bu teknik için uygun değildir. Bu yüzden cerrahınız test sonuçlarınıza göre bir değerlendirme yapacaktır. Cerrahi ekip minimal inivaziv tekniklerin avantajlarını, geleneksel cerrahiden fazla olduğunu düşünürse kapalı kalp ameliyatları tercih edilebilir. Küçük yara izleri ve daha az ağrı söz konusu olacağı için hastanede kalma süresi de kısalmaktadır. Hastalar 3-5 gün sonra evlerine gidebilir ve iyileşme ve yatakta kalma süresi oldukça kısadır. Sosyal aktivitelere dönüş hızı da oldukça çabuk olacağından çok sık tercih edilen bir uygulama olarak dikkat çekmektedir.